Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) hububatta spekülatif kaynaklı fiyat artışlarının gıda enflasyonunu tetikleyici etkilerini önlemek ve hububatta fiyat stokçuluğunun önüne geçmek amacıyla 500 bin ton buğday ile 60 bin ton arpa ithalatı için 25 Ağustos'ta ihaleye çıkacak.
TMO'dan edinilen bilgiye göre, Türkiye'nin 2019'da 19 milyon ton olan buğday üretiminin bu yıl yüzde 8 artarak 20,5 milyon tona, 7,6 milyon ton olan arpa üretiminin de yüzde 9 yükselerek 8,2 milyon tona çıkacağı tahmin ediliyor.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar, şunları söyledi:
"TMO, GEREKLİ TEDBİRLERİ ALMAK ZORUNDA""Bilindiği gibi ülkemiz düzenli olarak ihtiyacını karşılayacak şekilde bir hububat üretimi gerçekleştiriyor. Yani, 18 milyon ton civarında bir ihtiyacımız var. Uzun yıllardan beri bu 18 milyon ton buğdayı düzenli olarak üretebiliyoruz. Geçen yıl 9.8 milyon ton civarında yurt dışından bir ithalat gerçekleştirildi. Bu yıl da, yakın zamana kadar 4 milyon ton civarında bir ithalat gerçekleştirildi. Bunu toplama vurduğunuz zaman bu ithalat kararı çok fazla değil... Normal alınan bir karardır. Bugünlerde harmanın bitmek üzere olduğu bir dönemde, yapılacak olan ithalatın üreticiye her hangi bir zararı olmaz. Ama tabi ki, Toprak Mahsülleri Ofisimiz gerekli tedbiri almak zorundadır. Geçen yıl, bu tarihlerden sonra bir pandemi süreci başladı. Dolayısıyla ne uçaklar indi-kalkdı, ne de bir lojistik faaliyeti gerçekleşebildi. Bu nedenle herhangi bir ithalat ve ihracat da yapılamadı. Ülkemiz düzenli olarak yurt dışından düzenli olarak 7-7,5 milyon ton ithalat gerçekleştiriyor. Bunun karşılığında da, 5,5 milyon ton civarında yurt dışına un, makarna, irmik, biskivü ve bulgur gibi ürünleri yurt dışına ihraç ediyor. Burada tabi ki, dünyada en fazla un ihracatı yapan bir ülke konumundayız. Yine bulgurda en fazla ihracat yapan birinci ülkeyiz. Makarna ihracatında da ikinci ülkeyiz..."
"SULANMAYAN ALANLARIN SULANMASI VERİMİ ARTIRIR""Bunları gerçekleştirebilmemiz için, biz ülkemizin ihtiyacını karşılıyoruz ama, yurt dışına ihracat yapabilmemiz için hammadde olarak yurt dışından ithalatı gerçekleştirmemiz gerekiyor" diyen Taşpınar, "Bunları kendimiz üretebilsek aliyyül alâ olur... Yani, ülke topraklarında belirli bir alanda üretim yapılabiliyor. Bu alanlarda buğday, pamuk, mısır, fasülye, nohut, mercimek, şeker pancarı, patates ve soğanı da üretmek zorundayız. Bu topraklar ancak bu kadar verim verebiliyor bu üretim kapasitemize göre... Buğday üretimini fazla istediğimiz zaman diğer ürünlerdeki ithalatı artırmak zorunda kalıyorsunuz. Bu verimler dünya ile yarışır bir seviyeye geldi. Ancak, bu anlamda sulanmayan bir çok alanımız var. Yaklaşık 4 milyonluk alanımız sulanamıyor. Dolayısıyla bu tarım alanlarımızda 2 yılda bir tarım yapılıyor. 2 yılda (200 kg bel ki..) bir buğday elde ediliyor dekara... 2 yılda bir buğday elde edildiği için de yılda 100 kg bir dekara verim elde etmiş oluyoruz. Bunu, sulu alanlarda bir 1 tona kadar çıkarma şansınız var. Yani 10 kat katmadeğer sağlayabilirsiniz. Yine sulanamayan bu alanların sulanması halinde şeker pancarı, mısır, pamuk vs. bu tür ürünleri de ektiğiniz zaman belki 20-25 kat daha fazla katmadeğer sağlama durumumuz olacak. Bu da, sulanamayan alanlarımızın sulanmasıyla sağlanacak. Ya ithalat yapacaksınız, ya da başka ülkelerin topraklarında üretip yapıp getirip ülkenizde işleyeceksiniz. Mamül madde olarak yurt dışına ihracat yapacaksınız. Tabi ki, sulanamayan alanların sulanması çok daha iyi olur. Yurt dışından herhangi bir ithalatına gerek kalmadan tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir pozisyona gelmiş olur" dedi.
"ÇİFTÇİMİZ FİYATLARDAN ÇOK MEMNUN"İthalatla birlikte fiyatlarda bir düşüş olmayacağını da söyleyen Taşpınar, "İthal edilen rakam büyük bir rakam değil. Sayın bakanımız bir açıklamasında, 'Hasat bitene kadar herhangi bir müdahalede bulunmayacağız. Ama hasat bittikten sonra gerekli müdahelelerde bulunabiliriz' diye... Harmanın başlamasından itibaren bu yıl sadece Toprak Mahsülleri Ofisi alım yapmadı. Devlet kanalından Türk Şeker, Tarım Kredi Kooperatifleri de yine alım yaptı. Dolayısıyla, Toprak Mahsülleri Ofisi ile rekabet edecek şekilde neredeyse bu kurumlar alım yaptı. Tabi ki sadece devlat almıyor. Aynı zamanda sanayicimiz, tüccarımız da alıyor. Lisanslı depolar çok fazla miktarda alım gerçekleştiriyor. Sade bir vatandaş da bir alım yapıp, lisansıl depoya deslim edip, daha sonra da bunu elüstlerle satışını yapabiliyor. Bu yıl, pandemi sürecinden sonra vatandaşın elinde fazla miktarda para olmasından kaynaklı tasarrufa gidildi. Hem ev kredilerindeki artışların, araç fiyatlarındaki artışın sebebi düşük faizli kredilerin verilmesiydi. Buğday alımını yapan kişi de düşük faizli kredi kullanabiliyordu. Kredi kullanıp buğday alımı gerçekleştiren ve lisanslı depolara teslim eden vatandaşlarımız da çok oldu. Başlangıcından beridir buğday fiyatlar fiyatları yukarı seviyelerde seyretti. Bilindiği gibi buğdayın 1 tonu 1.650 TL olarak açıklanmıştı. Ama, bunun altına hiç düşmedi. 1.750 TL ve üzeri fiyatlardaydı. Çiftçimiz de bundan çok mennun kaldı" diye konuştu.
TMO, BELİRLİ MİKTARDA STOK BULUNDURMAK ZORUNDA"İhalenin nedenini de açıklayan Özkan Taşpınar, "Toprak Mahsülleri Ofisi'nin şu anki yapmış olduğu ihale, kendi depolarında stoklayacağı bir hammadde... Pandemi sürecinde ikinci bir dalganın yaşanacağı konuşuluyor. Bununla ilgili de gerekli stoğunu bulundurması gerekiyor. Toprak Mahsülleri Ofisi, bilindiği gibi buğday ve ekmek fiyatlarının çok yükselmesi gibi durumlarda regüle görevi yapıyor. Bunun için de belirli bir miktar stoğunun bulunması gerekir. Bu yapılan ithalatın buğday fiyatlarının Eylül ve Ekim'de bu şekilde devam edeceğini düşünüyorum" dedi.
2020 BUĞDAY REKOLTESİ NE OLACAK?Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Özkan Taşpınar, "2019 yılında 19 milyon ton civarında olan buğday üretimimiz, 2020 yılında 2 milyon 500 bin ton rekoltemiz olacak. Bunda sadece ekmek buğdayı anlaşılmasın. Hem makarnalık, hem de ekmeklik buğday toplamında olacak bu rakamlar..." diye konuştu.