Kazı alanında bulunan öğütme taşları, buğday orakları ve el değirmenleri, neolitik dönemde tarımın ve un üretiminin yaygın bir şekilde kullanıldığını gözler önüne seriyor. Özellikle sac üzerinde pişirildiği anlaşılan yufka ekmek, günümüz sofralarında hâlâ yerini koruyan bir lezzet olarak tarihteki yerini sağlamlaştırıyor.
Tarihin Sofralarından GünümüzeAraştırmacılar, bu bulgunun sadece beslenme alışkanlıklarını değil, aynı zamanda o dönemin sosyal ve kültürel yapısını da anlamaya yardımcı olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Mehmet Özdoğan’a göre, yufka ekmek gibi pratik yiyecekler, yerleşik hayata geçen toplulukların günlük yaşamında önemli bir rol oynamış olabilir.
UNESCO Mirası ile Taçlanan LezzetGöbeklitepe’nin ardından, Karahantepe ve diğer Taş Tepeler’de yapılan kazılar, Şanlıurfa’yı insanlık tarihinin en önemli merkezlerinden biri haline getiriyor. 12 bin yıl öncesine ait yufka ekmek kalıntıları, bölgedeki kültürel zenginliği ve Şanlıurfa’nın tarihsel önemini bir kez daha kanıtlıyor.
Bu keşif, hem arkeoloji hem de gastronomi dünyasında büyük yankı uyandırmış durumda. Şanlıurfa mutfağının köklü geçmişini ortaya koyan bu bulgular, bölgenin turizm potansiyelini de artıracak gibi görünüyor.