İSTİB Meclis Üyesi Abdullah Çerman, teknolojik gelişmeler ışığında sektörün kabuk değiştirdiğine dikkat çekerken, “Herkesin malumu olduğu üzere, çoğu sektörde olduğu gibi un ve unlu mamuller sektöründe de nitelikli elaman ihtiyacı bir hayli fazla. Endüstriyel firmalar bu talebi karşılama konusunda epey yol aldılar. Sektörün geleceği, makineleşme ile beraber minimum iş gücü ile maksimum fayda noktasına doğru ilerliyor. Özellikle büyük şehirlerdeki kentsel dönüşüm ile birlikte sektörümüzdeki makineleşmenin gözle görülür düzeyle artacağına yakında hep beraber şahit olacağız” ifadelerini kullandı.
Gıda arz güvenliği meselesinin sektöre etkilerini de değerlendiren Çerman, “Dünyanın en büyük buğday ihracatçılarından Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, kuraklıkla beraber rekolte düşüklüğü gibi küresel, yerel ve iklimsel gelişmeler sektörün girdi fiyatları üzerinde etkisini her zaman hissettiriyor. Bu kapsamda, hükümetimizin özellikle “Tahıl Koridoru Anlaşması” ile küresel ölçekteki talebin karşılanmasına yönelik arabuluculuk görevini üstlenmesini olumlu buluyorum. Ülkemiz olarak da tahıl ürünlerini özellikle buğday üretimini plan dâhilinde yapmamız ve gerekli kontrol mekanizmaları ile sürekli denetlememiz, bu gibi dış etkenlerin kısmen de olsa zayıflamasına neden olacaktır. Bildiğiniz gibi, ekmeğin temel maddesi olan buğday, ülkemiz için altın değerinde bir tarımsal emtiadır” şeklinde konuştu.